BEL FITIĞI NEDİR?
Belimizde beş adet omur kemiği vardır. Bu kemikler güçlü bir eklem ve bağ dokusu ile birbirine bağlıdır. Etrafını güçlü bir kas dokusu sarar. Bu kemikler arasında disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Disk, özel bir bağ dokusu organıdır ve omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalara karşı dirençli olmasına, omurgaya uygulanan şok şeklindeki darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına hizmet eder.Bel fıtığı, beldeki kemikler arasında süspansiyon görevi yapan bu disklerin taşması fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Belirtileri nelerdir?
Bel ve bacak ağrısı en belirgin şikâyettir. Fakat bazen bel veya bacak ağrısından sadece biri de bulunabilir. Hareket kısıtlılığı, topallayarak yürüme, vücudun bir tarafa doğru çarpılması gözlemlenebilir. Ağrıyla birlikte bacaklarda uyuşma, karıncalanma, hastalık ilerledikçe kuvvet kaybı ve incelme görülebilir. Sinirlere genişçe basan fıtıklarda cinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenebilir.
Bazen orta hattan omurilik kanalına doğru uzanarak sinirleri sıkıştıran büyük bel fıtıklarında ağrının yanında idrar ve büyük abdestini tutamama veya yapamama gibi rahatsızlıklar ile bacaklarda felce doğru gidiş, süvari yaması tarzında duyu kaybı ve cinsel fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu klinik tabloya kauda ekuina sendromu adı verilir. Omurilik kanalı dar olan hastalarda küçük orta hat fıtıkları bile benzer şikayetlere yol açabilir. Bel fıtığında bel ve bacak ağrısı öksürmekle, yürümekle, iş yapmakla ve ayakta kalmakla artarken istirahatle azalabilir.
2. Risk faktörleri nelerdir?
Aşırı kilo: Aşırı kilo bel fıtığının en sık nedenidir. Vücudumuzun ağırlığını omurgamız tasır. Omurganın esnekliğini sağlayan ve bir tür destek yastığı olarak görev gören disklerin aşırı baskıya maruz kalması, deforme olmasına ve şeklinin bozulmasına yol açar. Normal şeklini kaybederek dışarıya doğru kabaran, fıtıklaşan disk, baskı yaptığı sinirin fonksiyonlarını etkileyerek değişik belirti ve bulgulara neden olur.
Gebelikte de vücudun ağırlık merkezinin öne doğru yer değiştirmesi omurgaya ek yük binmesine neden olur.
Hareketsiz yaşam: Vücudumuzun yükünü taşıyan sadece omurgamız değildir.
Omurga boyunca uzanan tüm boyun, sırt ve bel kasları, karın kaslarının da fonksiyonu çok önemlidir. Hareketsiz yaşam, düzenli egzersiz yapmama gibi durumlarda kaslar yeterince güçlü olmadığından, kasların taşıması gereken vücut ağırlığı da omurganın üzerine ek yük getirir. Bu yük, disklerin üzerine binerek fıtıklaşmalarına neden olur.
Sigara : Sigaranın diskin yıpranması ve yaşlanmasını , iyileşmeyi yavaşlattığı bilinmektedir.
Uygun olmayan hareketler : Yerdeki cisimleri dizleri kırmadan eğilerek kaldırmak, dizleri kırmadan ağır nesneleri itmek ve çekmek, omuz üstüne yük kaldırmak ve yukarı doğru uzanmak, masa başında uzun süre bel desteği olmaksızın çalışmak, elde uzun mesafelerde ağır yük taşımak bel fıtığını davet edici olaylardır.
Mesleksel risk faktörleri : Ağır fiziksel aktivite ve ağır kaldırma gerektiren meslekler. (Ör: İnşaatlarda çalışanlar), devamlı öne eğilme, eğilerek dönme gerektiren meslekler, araba, otobüs, kamyon, kullanma gibi vücudu sürekli vibrasyona maruz bırakan meslekler, uzun süre ayakta durma veya oturma gerektiren meslekler, futbol, halter, kürek ve güreş sporlarıyla uğraşan kişilerde bel ağrısı ve bel fıtığı sıklığı artmaktadır.
3. Bel fıtığından nasıl korunulur?
Günlük yaşantımızda farkında olmadan yük kaldırma, nesneleri itme, çekme gibi yaptığımız bir dizi harekette, omurga fizyolojisine uygun davranılmalıdır. Yerden bir yük kaldırılırken mutlaka dizler kırılarak çömelmeli, yük sonra kaldırılmalıdır. Omuz üstüne yük kaldırılırken ( Çamaşır asma, dolap yerleştirme gibi) dikkat edilmeli, varsa bir merdiven, sandalye gibi bir yükseklik üzerinden bu işler yapılmalı, yukarı doğru uzanılmamalıdır. Günlük çalışma sırasında özellikle masa başında, tam dik pozisyonda oturmalı ve sandalye bel girintisini destekleyecek biçimde seçilmelidir. Sandalyenin uygun olmadığı durumlarda, bel girintisini destekleyecek ilave bir yastık aynı işi görecektir. Yataktan kalkarken aniden bele yük bindirerek doğrulmaktan kaçınılmalıdır.Önce yan dönmeli, sonra ayakları yatak kenarından aşağı sarkıtıp dirseklerden destek alınarak doğrulanmalıdır. Aynı biçimde düzenli egzersiz yapmak da bel fıtığının önlenmesinde son derece yararlıdır.
Bel fıtığı için en uygun spor yüzmedir.
Tüm önlemlere karşın bel fıtığı gelişebilir. Bu durumda başvurulacak bir beyin ve sinir cerrahının önerilerine dikkat edilmelidir.
4. Tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir ?
Günümüzdeki modern tanı yöntemlerinden olan Manyetik Rezonans(MR) ile bel fıtığı teşhisi kolaylıkla konulmakta ve derecesi belirlenebilmektedir. EMG (Sinir ölçüm testi) de bazı olgularda gerekmektedir. Ancak Bel fıtığının teşhisinde altın standart; klinik muayene ve hekimin gözlemleme tecrübesidir.
Bel ağrılarının ancak %3'ü ameliyat edilmesi gerekli bel fıtıklarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle hekim muayenesi ve yapılacak incelemelerin sonuçlarına göre ilk önerilen yatak istirahati ve ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçların kullanılmasıdır. Alınan bu önlemlere karşın ağrı ve bacaklarda uyuşukluk ve kas güçsüzlükleri geçmezse çözüm ameliyattır.
Bel fıtığı rahatsızlığı bulunan bir kişide hastalığın safhası iyi bir muayene ve ileri tetkik metodları ile net fıtığı gelişiminin erken dönemlerinde konservatif tedavi adı verilen cerrahi dışı tedavi olarak tesbit edildikten sonra tedaviye geçilir. Bundan sonra, pratik olması açısından, hastalar cerrahi müdahale gerekenler ve cerrahi müdahale gerekmeyenler diye iki büyük gruba ayrılabilirler. Bel metodları uygulanır. Bu safhada hastaya bütün dünyada ağrı kesici, adale gevşetici ve antienflamatuar ilaçlar verilir. Sert yatak istirahati tavsiye edilir.
Fizik tedavi yapılabilir. Lazer ile tedavi cihetine gidilebilir. Yine ciltten (perkütan) birtakım farklı girişimlerde bulunulabilir. Uygun dönemde egzersiz verilebilir. Gerekiyorsa psikoterapi yapılabilir.
Bel fıtığı tedavisini bir ekip işi olarak görmekte yarar vardır.
Nöroşirürji (beyin-omurilik-sinir cerrahisi), nöroloji, anestezi, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı doktorlar ile diyetisyen, psikolog, hemşire ve fizyoterapistler bu ekibin içinde yer almalıdır. Gerektiğinde diğer bazı branşlardaki uzman doktorların görüşlerine de müracaat edilmelidir.
a)Başlangıç Safhası: Bel fıtığın tedavisi fıtıklaşmanın, yani disk dediğimiz elastiki maddenin bacağa giden sinirlere yaptığı basının derecesine bağlıdır. Eğer sadece bel ve bacak ağrısı mevcut, herhangi bir uyuşukluk, güç kaybı, hareket kısıtlılığı yoksa bel fıtığı başlangıç safhasında demektir. Bu halde hastaya kas gevşetici ilaçların verilmesi, yatak istirahati ve belini zorlayacak hareketlerden kaçınması önerilir.
b)Bel Fıtığı İlerlerse: Eğer yukarıdaki önerilere, istirahata ve kas gevşetici ilaçlara rağmen hastanın şikayetleri devam ediyorsa fizik tedavi uygulanabilir. Fizik tedavi mutlaka bir uzmanın denetiminde olmalıdır.
Fizik tedavi sırasında ilk bir kaç gün ağrılarda artma olabilir, ama hasta fizik tedavi uzmanının önerdiği sürece tedaviye devam etmelidir c)Ameliyat Gerektiren Durumlar: Fizik tedaviye rağmen hastanın ağrıları devam ediyorsa veya geriletilmeyen bir güç kaybı, bacakta incelme, idrar tutamama varsa, dayanılmaz ağrılar mevcutsa veya MR filmlerinde diskten bir parça koptuğu tespit edilirse çözüm cerrahi müdahaledir. Ameliyatla omurilikten çıkan sinirlere olan mekanik bası giderilmelidir. Eğer cerrahi müdahale yapılmaz ve sinire bası devam ederse hastada idrarını tutamama, seksüel gücün kaybı, ayaklarda kuvvetsizlik gibi sorunlar gelişebilir.
Maalesef halk arasında ameliyat olursam sakat kalırım, uzun süre yataktan kalkamam, korse takmak zorunda kalırım veya fıtığım tekrarlar, tekrar ameliyat olurum gibi inanışlar mevcuttur. Ama mikrocerrahi sayesinde bu tip korkulara gerek kalmamıştır.
5. Doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
"Bel fıtığında masaj ve bel çekme ile iyileşmek mümkündür."
Hayır. Bu yöntemler fizik tedavi içinde kullanılabilen yöntemlerdir ancak her hastaya göre farklı uygulanması ve hekim gözetimi altında yapılması gerekmektedir. Dışarıda ehliyetsiz kişiler tarafından yapılan bu tür tedavi girişimleri yüksek risk taşımaktadır. Yanlış uygulanan bu tür girişimler sakat kalma ile dahi sonuçlanabilmektedir.
"Omurga problemleri kişinin zayıf veya kilolu olmasıyla ilişkilidir."
Hayır. Omurga hastalıklarında kilo önemli bir etkendir. Ancak kas yapısı zayıf ama az kilolu kişilerde de bel fıtığı ve diğer omurga hastalıkları ortaya çıkabilmektedir.
"Ameliyat bel fıtığı veya omurga kireçlenmelerinde son çaredir."
Hayır. Sanılanın aksine, bazı durumlarda ameliyat ilk seçenek olabilmektedir. Özellikle uzun süre devam eden şiddetli ağrılardan, ayaklarda kuvvet kaybından ve idrar kaçırmaktan şikayet ediliyorsa ameliyat tercih edilebilmektedir.
"Bel fıtığı ameliyatları cinsel fonksiyonları olumsuz etkiler."
Hayır. Bu ameliyatların kesinlikle cinsel fonksiyonlar üzerinde olumsuz etkileri bulunmamaktadır. Ancak geç kalınmış ve ayaklarda felç gelişmiş hastalarda operasyon öncesi var olan sıkıntılar daha sonra düzelemeyebilmektedir.
"Bel fıtığı ve kireçlenme ameliyatları çok riskli ameliyatlardır."
Hayır. Günümüzde uygulanan yeni yöntemlerle risk oranı çok aza indirgenmiştir. Mikrodiskektomi ve mikrocerrahi yöntemleri, yani mikroskop kullanılarak yapılan ameliyatlarda, başarı şansı %95 civarındadır.
"Bel fıtığı ameliyatından sonra hasta iş yaşantısına devam edebilir."
Hayır. Bel fıtığı ameliyatı sonrasında, kişi tedavi süresince uyması gereken yaşam biçimini benimsediği takdirde, yaklaşık 3-4 hafta içinde işinin başına dönebilir ve dilediği kadar bu aktiviteyi sürdürebilmektedir.
"Fizik tedavi ve egzersiz bel fıtığını tamamen yok edebilir."
Hayır. Fizik tedavi ve diğer yöntemler orijinal halini kaybetmiş dokuyu eski haline sokamaz. Bu tür tedavilerde amaç kas ve eklemleri kuvvetlendirip vücut yükünü dağıtmaktır.
"Ameliyat sonrasında hastalığın nüks etme riski yüksektir."
Hayır. Ameliyat sonrasında istirahat süresine uyulan hastalarda, kilo düzenlemesi yapılıp, düzenli egzersizler ve doğru oturup kalkma eğitimleri de verildiği takdirde, hastalığın yeniden nüks etme oranı %5'in altına düşmektedir. Bel fıtığı omurganın dejeneratif bir hastalığıdır. Bu nedenle hangi yöntemle tedavi olunursa olunsun risk faktörlerinin azaltılıp, hayatın ona göre düzenlenmesi gerekmektedir.
"Ameliyat sonrası futbol, kayak, yüzme, tenis gibi spor aktiviteleri bir daha yapılamaz."
Hayır. Ameliyattan üç hafta sonra yürüyüş ve yüzme hastanın normal yasama dönmesini hızlandırır. Zıplayıcı sporlar iyileşmeyi geciktirdiği için iki ay süreyle yasaklanır, sonra spor öncesinde iyice ısınmak kaydıyla serbest bırakılır.
"Bel fıtığı ameliyatından sonra cinsel güç azalır, ameliyattan sonra da en az 3 ay cinsel perhiz uygulanmalıdır."
Hayır. Bel fıtığı cinsel gücü azaltır, ameliyat sonrası cinsel perhiz süresi ise sadece 10 gündür.
"Bel fıtığı ameliyatı çok risklidir, hastaların çoğu ya sakat kalır ya da ağrıları tamamen geçmez."
Hayır. Mikrocerrahi yöntemiyle yapılan bel fıtığı ameliyatlarında sakat kalma, felç olma gibi bir risk söz konusu değildir.
"Bel fıtığı ameliyatından sonra hasta en az üç ay araba kullanamaz ve yolculuk yapılmaz."
Hayır. Bel fıtığı ameliyatından sonra hastanın uçakla ya da trenle ameliyatın ertesi günü, arabayla ya da otobüsle ise ameliyattan iki gün sonra uzun yolculuğa çıkabilir. Ameliyattan iki hafta sonra trafiğin yoğun olduğu bir yerde değilse araba kullanabilir.
"Yemek ve tuvalet ihtiyacı dışında ayağa kalkmadan bir hafta kesin yatak istirahatı yapılmalıdır."
Hayır.İki gün yatak istirahatı yeterlidir. Uzun süre yatmak hastada depresyona yol açabilir.
"Ağrıyı azaltmak için yürümek ve merdiven çıkıp inmekten kaçınmalı, daha çok oturmayı tercih etmeliyiz."
Hayır. Oturmak bele binen yükü artırır, yirmi dakikadan fazla sürekli oturulmamalıdır.
"Korse takmak bel kaslarına destek olur ve belimize binen yükü azaltır."
Hayır. Omurga kırıkları ve kaymaları dışında sürekli korse takmak zararlıdır, beldeki kasların zayıflamasına yol açar.
"Bele balık bağlanması, bardak çekilmesi gibi alternatif yöntemler ile bel fıtığı tedavi edilebilir."
Hayır.Bu gibi alternatif yöntemler sadece beldeki kan dolaşımını artırır ve kaslarda gevşemeye neden olarak hastada geçici rahatlamaya neden olur.
Ancak fıtık üzerine bir etkisi olmaz.
"Bel çektirme ile bel fıtığından kurtulabiliriz."
Hayır. Bel çektirme sadece omurların arka uzantılarının birbirleri arasında yaptıkları eklemlerdeki kaymalarda faydalıdır. İleri derecede bel fıtığı olan kişilere yapıldığında fıtığın kopmasına ve kalıcı sinir hasarına neden olabilir.
"Sert bir zeminde ve sırtüstü yatmak ağrıyı azaltır."
Hayır. Hastalar genellikle yan yatıp bacaklarını karınlarına doğru çektiklerinde daha rahat ederler. Çünkü bu pozisyonda yatarken omurların arası açılacağından bacak sinirlerine olan bası azalır.
BU TEDAVİ YÖNTEMLERİNİ UYGULAMAYIN
İnsanların büyük bir kısmı hastalıkları konusunda maalesef yeterli bilince sahip değiller. Ağrı içinde kıvranırken doktora gitmek yerine hiçbir bilimsel temele dayanmayan bir takım yöntemlere başvuruyorlar. Beline bal, incir, balık bağlatan hastalardan tutun da, ciltlerini tehlikeli şekilde kestiren, yaktıran, sülük koyan veya bilinçsizce çektiren hatta ağrısı geçsin diye belinden iğne ile iplik geçirten hastalara bile rastlamaktayız.
BEL FITIĞI SANDIĞINIZ AĞRI BAŞKA HASTALIĞIN HABERCİSİ OLABİLİR
Halk arasındaki yaygın inanışa göre bel ağrısı olan hasta kendisinde bel fıtığı olduğunu düşünür. Halbuki bel fıtığı tek çeşit değildir ve hastalığın değişik safhalarında farklı tedavi metodlarını uygulamak gerekmektedir. Bel ve bacak ağrıları bel fıtığına bağlı olabileceği gibi; bel kayması, omurilik tümörü, omurga kırıkları, romatizmal hastalıklar, iltihabi durumlar veya kas iskelet sistemini ilgilendiren çeşitli hastalıklara bağlı olabilir. Sonuç olarak basit bir tedavi ile iyileşmesi mümkün iken, bilinçsizce yapılan uygulamalar sonucu ameliyat olması gereken hastalarla sık sık karşılaşmaktayız.
7.Mikrodiskektomi, laser, nükleoplasti , radyofrekans, enjeksiyonlar
Mikrodiskektomi
Hasta ameliyat sabahı aç karnına hastaneye kabul edilir.Anestezi <http://www.saglikkutuphanesi.com/tip_sozlugu/Anestezi.htm> doktoru tarafından görülen ve gerekli laboratuar tetkikleri yapılan hasta, aynı gün ameliyata alınır. Hasta ve hekim uygulanacak anestezi şekline birlikte karar verir. Genel anestezi veya spinal anestezi (belden aşağısının
uyuşturulması) altında da mikrodiskektomi uygulanabilir.
Her iki durumdada ameliyat masasına yüzükoyun yatırılan hastada mikrodiskektominin uygulanacağı mesafe skopi kontrolü yaparak işaretlenir ve tetkikleri son kez gözden geçirilir.
1-2 cm lik cilt kesisi yapılarak, mikrodiskektomi ekartörü yerleştirilir, mikroskop altında omurilik, sinirler ve fıtık dokusu ortaya konularak , fıtık dokusu çıkarılır.
Ciltaltı dokusu içten dikişlerle kapatılarak, ameliyat sonrası yara bakımı, pansuman gibi problemler ortadan kaldırılır. İşlemin uygulandığı tüm saha, cilt- ciltaltı- adeleler lokal anestezik uygulanarak, ameliyat sonrası hastada tam bir analjezi sağlanır . Ameliyattan 4-6 saat sonra hasta ihtiyaçları doğrultusunda ayağa kaldırılır, akşamüzeri , yada ertesi sabah evine gönderilir. Bir haftalık istirahat önerilen hasta, 4 gün sonra banyo yapabilir. 10.günden sonra hastaya günlük yaşantısına dönmesi ve egzersizlerine başlaması önerilir. Bu noktadaki en önemli sorun, hastanın fıtığın tekrarlama korkusunu yenmesi ve kendine güvenini kazanmasıdır.
Hasta 10. ve 30. günlerde kontrole çağrılarak, gerekli yaşam tarzıyla ilgili düzenlemeler tartışılarak, çözümler üretilir.
Laser
LASER ışınları kullanılarak bel ve boyun fıtıklarını küçültme disk içindeki basıncın laser enerjisi ile azaltma girişimidir.Küçük fıtıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Ameliyathane koşularında tamamen steril şartlarda hazırlanan hasta görüntüleme cihazları eşliğinde fıtığa neden olan disk dokusu içersine öncül ince bir iğne ile girilerek lezyon yapılacak bölge doğrulanır. Bu klavuz iğnenin içersinden LASER ışınlarını disk içersine ulaştıran kabloların montajı tamamlanır ve işlem başlar, yaklaşık 2 dakikada tamamlanır.Acısız ve neştersiz, narkozsuz olan bu uygulama etkin bir yöntem olup fıtık dokusunun bir kısmı buharlaştırılarak eritilmiş olur.Küçülen disk sayesinde hastalar fıtıktan kurtulur.
Bu girişimden 1 saat sonra hastaları evine gidebilir. . 2 gün yatak isitrahati ve özellikle ilk hafta ayakta fazla kalmaması ve ağır kaldırmaması önerileri ile taburcu edilir.Belirli koşullarda oldukça etkin bir yöntem olup başarı oranı yüksektir. Minimal invazivdir.Genel anestezi gerektirmez. İyileşme süreci kısadır. Gerekli görüldüğünde açık cerrahi için engel değildir. Hastane istirahatine gerek yoktur.Yüksek cerrahi risk taşıyan hastalar için bu teknik sadece lokal anestezi ile yapıldığından güvenle kullanılmaktadır.
NÜKLEOPLASTİ
Bugün son gelinen nokta ise yine cerrahi girişime alternatif bir uygulama olan " Disk Nükleoplasti "yöntemidir. Bu yöntem, hem bel hem de boyun fıtıklarında uygulanmaktadır.
Özel görüntüleme sistemleri eşliğinde ( skopi) fıtığa neden olan yastıkcıkların içine girilerek merkezdeki çekirdek hücrelerin Radyofrekans denilen özel bir teknoloji ile buharlaştırılması esasına dayanmaktadır.
Merkezi boşalan yastıkcıklarda sinirlere baskı yapan bombeleşmiş kısım geri çekilmekte bu sayede sinirlere olan bası ortadan kalkarak anormal durum düzelmektedir. İşlem 15 dakika sürer.
ENJEKSİYONLAR
Deneyimli ellerde oldukça emniyetli bir yöntemdir. Hastanın durumuna göre bel ya da boyun fıtıklarının her safhasında uygulanabilir. Kortizonun sistemik uygulanışında görülen yan etkler, bu uygulamada görülmez. Bel ya da boyun fıtıklarında medikal tedaviye dirençli vakalarda kullanılabilir. Fıtık dokusu civarındaki şişliği ( ödemi) azaltmak, bu yönle ağrıya engel olmak siniri rahatlatmak ve ağrıya neden olan maddelerin fıtık ( disk) dokusundan salınımına engel olmak için uygulanabilir. Bu uygulamayı 20 gün ara ile iki kez yapılı.. Yılda üç kez yapılabilir. Oldukça etkili bir yöntemdir. Bazı vakalarda fıtığın bir daha tekrarlamadığı görülmüştür
OZONLA TEDAVİ
Ozonun fıtık dokusu içersine verilerek fıtığın büzüştürülmesi, sinirlere yaptığı baskının kaldırılması ve ağrının yok edilmesi işlemidir. Diskoliz işlemi kısa sürede gerçekleştirilebilen etkili bir yöntemdir. Klinik olarak bel ağrısı , bacak yada kollara yayılan ağrılarla birlikte MR görüntüsünde Fıtık tesbit edilen hastalar ilaç tedavisine yada fizik tedavi uygulamalarına yanıt vermiyor ağrılar devam ediyorsa bu yöntem idealdir denilebilir.
Bel ve boyun fıtıklarında diğer uygulanan yöntemlere göre daha büyük avantajlara sahiptir. Doğal bir tedavi olduğu için vucuda asla zarar vermez, yan etkileri hemen hemen yoktur. Diğer yöntemlere üstünlüğü kısa sürmesi, ucuz olması, hastanın o saat hastaneden yürüyerek ayrılabilmesi, iş kaybına neden olmaması, ve işlemin mekanik hiçbir zararının olmamasıdır.
Etiketler :
bel fıtığı
,
bel fıtığı nedir
,
bel fıtığı belirtileri
,
bel fıtığı tedavisi
,
bel fıtığı ameliyatı
,
bel fıtığı risk faktörleri
,
bel fıtığı tanı ve tedavisi
,
bel fıtığı ozon tedavisi