Omurga ve omurilik tümörleri birincil ve ikincil olmak üzere iki grupta incelenebilir. Birincil tümörler omurgayı oluşturan yapıların hücrelerinden kaynaklanan tümörlerdir.İkincil tümörler ise akciğer, meme, prostat, böbrek,lenfoma, mide barsak sistemi rahim gibi organlardan omurgaya yayılan metastatik tümörler denilen tümörlerden oluşurlar.Bir diğer sınıflandırma ise omurilik zarının dışında olanlar (ekstradural), omurilik zarı ile omurilik arasında olanlar (intradural ekstrameduller) ve omuriliğin içinde olan tümörler (intrameduller) şeklindedir.
Omurga ve omurilik tümörleri birincil ve ikincil olmak üzere iki grupta incelenebilir. Birincil tümörler omurgayı oluşturan yapıların hücrelerinden kaynaklanan tümörlerdir.İkincil tümörler ise akciğer, meme, prostat, böbrek,lenfoma, mide barsak sistemi rahim gibi organlardan omurgaya yayılan metastatik tümörler denilen tümörlerden oluşurlar.Bir diğer sınıflandırma ise omurilik zarının dışında olanlar (ekstradural), omurilik zarı ile omurilik arasında olanlar (intradural ekstrameduller) ve omuriliğin içinde olan tümörler (intrameduller) şeklindedir.
Tüm santral sinir sistemi tümörlerinin yaklaşık %10 ile %25'i arasındaki bölümü omurga ve omurilik yerleşimlidir. Omurga ve omurilik tümörlerinin, toplumda görülme sıklığı yüzbin kişide 2 ila 10 arasında değişir.Omurilik zarının dışında olan tümörler, içinde olan tümörlere oranla daha fazla görülür. Tüm omurga ve omurilik tümörlerinin %60 ını omurilik zarınının dışındakiler, %35 ini zarın içindekiler ve %5 ini omuriliğin içindeki tümörler oluşturur.
Omurilik zarının dışındaki tümörlerin %90 ını metastatik tümörler oluşturur. Metastatik tümörler en çok 45-65 yaşları arasında ve erkeklerde daha sık görülür. Birçok kanser tipi omurgaya yayılır ve kanserli hastaların %5-10'unda bulgu veren omurga metastazlarına rastlanır ve bu hastaların yaklaşık yarısında bacaklarda kuvvet kaybı geliştiği bildirilmiştir. Omurilik zarının içindeki tümörlerin büyük çoğunluğunu menengiom ve nörinom denilen iyi huylu tümörler oluşturur. Omuriliğin içindeki tümörlerin %90 ‘ını ependimom, astrositom denilen tümörler oluşturur.
Bununla beraber çocuklarda omurilik zarı içindeki tümörlerin %55'ini omurilik içindeki tümörler oluştururken, %45'ini zar içi omurilik dışı tümörler oluşturur.
Belirtileri nelerdir ?
Omurga ve omurilik tümörleri boyun sırt ve belde yerleşim yerine göre bulgular verirler. En sık rastlanan bulgu ağrıdır ve genelde sırt ağrısı şeklinde başlayabilir.Bu ağrılar özellikle istirahat halinde dinlenmekle geçmez ve geceleri daha fazladır.Ağrı genelikle yaygın olup nadiren bölgeseldir. Bazı hastalarda karın ağrısı şeklinde başlayabilir.Ağrıyla beraber yerleşim yerine göre; boyun bölgesinde tümöre bağlı bası varsa, hem kollarda hem bacaklarda güç kayıpları, uyuşma hissi görülebilir. Sırt ve bel bölgesinde tümör varsa sadece bacaklarda güçsüzlük,uyuşma, yürüyememe gibi durumlar görülebilir. Yine omurilik ve omurga tümörlerinde mesane ve barsak sistemi kontrolü bozulabilir. İdrar kaçırma, dışkı kontrolünü sağlayamama, cinsel fonksiyon kaybı ortaya çıkabilir.Reflekslerde bozulmalar, tama yakın hissizlik, yatağa bağımlılık durumu görülebilir. Bazı tümörlerde basının derecesine bağlı olarak güçsüzlük bir iki gün içerisinde çok hızlı ilerleyebilir. Bazı tümörlerde güçsüzlük yavaş ilerler çok sinsi seyreder. Çocuklarda beceriksizlik, güçsüzlük, düşme atakları, şeklinde kuvvet kayıpları sıktır. Çocuklardaki bir diğer yakınma ise omurgada meydana gelen skolyoz dediğimiz eğriliktir.
Risk faktörleri nelerdir?
Omurga ve omurilik tümörlerinin de diğer tümörlerin çoğunda olduğu gibi tam olarak nedeni bilinmemektedir. Genetik faktörler, bazı kimyasal ajanlar, radyasyon ışınları, virüsler bu tümörlerin oluşumunda risk faktörleridir. Özellikle ikincil başka organlardan yayılan kanserler omurgayı çok severler.
Nasıl tanı konur?
Omurilik ve omurga tümörlerinin en sık belirtisi ağrı olduğundan ilk olarak hasta bu şikayetle hekime başvurabilir. Hastalığın öyküsü ve iyi bir nörolojik muayene bu tanıdan şüphelenmek için yol göstericidir. Yine radyolojik görüntüleme yöntemleri tanıda esastır. Muayene sonuçlarına göre omuriliğin ve omurganın hangi seviyesinden şüpheleniliyorsa buraya yönelik radyolojik tetkikler yapılır. Direk grafiler, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, anjiografi, kemik sintigrafisi tanıda kullanılan yöntemlerdir.
Özellikle kanser olduğu bilinen hastaların omurga üzerinde ağrı olması, kol ve bacaklarda güçsüzlük gelişmesi durumunda mutlaka omurga tümörü yönünden tetkik edilmesi gerekmektedir.
Nasıl tedavi edilir?
Omurilik ve omurga tümörleri tedavisi beyin ve sinir cerrahisi, nöroloji, radyasyon onkolojisi, medikal onkoloji, patoloji gibi branşların birlikte karar vererek tedavi ettikleri tümörlerdir. Tanıya yönelik gerekli işlemler tamamlandıktan sonra tümörün yeri ve muhtemel tipi tespit edilir ve tedavi seçenekleri sunulur. Tedavide cerrahi girişim, radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi gibi yöntemler tek veya bir arada kullanılabilir.
Cerrahi : Omurilik ve omurga tümörlerin çoğunda cerrahi tedavi esastır. Son yıllarda teknolojideki artış ile bu tümörlerin tanısının kolaylaşması özellikle cerrahide mikroskobun kullanılması ile yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Özel tekniklerle radyolojik girişim altında bu tümörlerin çoğundan biyopsi alınabilmekte ve patolojisi belirlenmektedir. Omurilik zarı içerisindeki iyi huylu tümörler bütün olarak mikrocerrahi tekniklerle kolayca çıkarılmaktadır. Omuriliğin içerisindeki tümörler eğer yaygın değilse yine mikrocerrahi yöntemlerle çıkarılabilir. Omurilik zarı dışındaki tümörler; bunların çoğu metastatik tümörlerdir ve bunlar omurgada kırıklara yol açabilirler. Omurganın yük taşıma kapasitesini azaltabilirler. Ciddi derecede kuvvetsizlik ve ağrılara yol açabilirler. Bu metastatik tümörlerde özellikle radyasyon onkolojisi ve medikal onkoloji beyin cerrahisi branşlarının ortak karar vermesi gereklidir. Özellikle omurga tutulumu olan kanserli hastalarda cerrahi girişimin amacı tümörü tamamen çıkarmaktan ziyade hastanın konforlu yaşamını sürdürmesini sağlamaktır. Bu hastalarda omurilikteki baskıyı kaldırdıktan sonra omurgayı destekleyici çeşitli implantlar takılmakta ve hastanın rahat yaşamasına olanak sağlanmaktadır.
Radyoterapi: Omurilik ve omurga tümörlerinin hemen hemen hepsi radyasyona duyarlıdır. Cerrahi girişim öncesi ve sonrası dönemde bu tümörlere radyoterapi verilmektedir.Özellikle tanısı konulan ve patolojik tiplenmesi yapılan tümörlerde ameliyat sonrası erken dönemde radyoterapi yapılabilmektedir. Radyoterapide tümöre yönelik tümör hücrelerinin öldürülmesi ile normal dokulara zarar vermeyecek şekilde planlanmaktadır.
Son yıllarda radyoterapide büyük bir gelişim gözlenmiştir. Cyberknife yöntemi ağrıyı kontrol altına alabilmekte ve yaşam kalitesinin artırılmasını sağlamaktadır.Cyberknife ile tedavi süresi kısalmış, hızlı iyileşme sağlanmış ve tedaviye olumlu yanıtlar alınmıştır. Bu teknik esas olarak omurilik ve omurga tümörlerinde birincil olarak kullanılabileceği gibi; ameliyat yapılamayan hastalarda, daha önce radyoterapi almış hastalarda ve ameliyat yapılmış hastalarda destek tedavisi olarak da kullanılabilir.
Stereotaktik radyocerrahi ve radyoterapi omurilik ve omurga tümörlerinde yüksek doza imkan sağlarken; omurilik dozu tolerans seviyesi ile sınırlandırılmalıdır.
Kemoterapi:Bu yöntem diğer tedavi yöntemlerine destek olarak omurilik ve omurga tümörlerinde tümöre yönelik kimyasal maddeler verilerek tümörün küçültülmesi esasına dayanır. Medikal onkolog ve beyin cerrahının işbirliğinde verilir.
Etiketler :
Omurga ve Omurilik Tümörleri